İstanbul’un geceleri hep böyle, ışıklar göz alıcı, ama bir yandan yalnız. Beyoğlu’nda bir kafede oturmuş, BTC Sugar Dating’i karıştırıyordum. Onun mesajı geldi: “Bu akşam yemek? Bir BTC.” Dobralığıyla ünlü bir platform bu, ne aşk palavrası, ne gereksiz drama. Ama bazen, kalbin ritmi şaşıyor.
Adı Can’dı, 30’larında, sakin, siyah bir kazakla gelmişti. Zenginliğini bağırmayan, ama gözlerinde hikâyeler taşıyan biri. İlk buluşmamız Cihangir’deki küçük bir İtalyan restoranında oldu, mum ışıkları, fesleğen kokusu. Şarap söyledi, gülümsedi: “Normalde içmem, ama bu akşam farklı olsun.” Sesi, içimde bir şeyleri durdurdu. Bu sadece bir anlaşma değildi.
İlk buluşma rahattı, sanki eski bir dostla sohbet gibi. Neden BTC Sugar Dating’de olduğumu sordu, omuz silktim: “Hayatı biraz güzelleştirmek lazım, değil mi?” Başını salladı, daha fazla üstelemedi, sanki anladı. Gece bitince uygulamadan Bitcoin’i yolladı – hızlı, şeffaf, tam da vaat ettikleri gibi. Cüzdanıma bir BTC eklenmişti, ama içimde garip bir boşluk vardı.
İkinci buluşmada Karaköy’deki bir çatı barına gittik. Serin bir esinti, şehir ayaklarımızın altında. Can açılmaya başladı. Teknoloji sektöründe çalışıyordu, sıfırdan tırmanmış, şimdi parası vardı ama yanında kimse yoktu. “Burada aşk aramıyorum,” dedi usulca, “sadece beni dinleyecek biri olsun istiyorum.” Kalbim sıkıştı. BTC Sugar Dating sadece bir pazar değil, yalnız ruhların kesiştiği bir yerdi.
Üçüncü buluşmada Boğaz’da yürüdük, güneş batarken gökyüzü turuncuya boyandı. “Yalnızlıktan korkuyorum,” dedi, “ama ilişkilerde berbatım.” Güldüm: “Niye gerçek bir ilişki denemiyorsun?” Hüzünlü bir gülümseme: “Çok karışık. Burada en azından biliyorum, sen param için sahte sevgi göstermiyorsun.” Bu sözler içimi acıttı. Gerçekten sadece zamanımı mı satıyordum, yoksa ona bağlanmaya mı başlamıştım?
Buluşmalarımız artık iş gibi değildi. Bana okuduğu kitaplardan bahsediyor, vanilyalı kahveme laf atıyordu. Bir keresinde BTC gönderirken not yazdı: “Zamanın için değil, gülüşün için.” Kalbim hızlandı. Uygulamadaki diğer eşleşmeleri görmezden gelmeye başlamıştım. Tehlikeliydi, biliyordum.
Son buluşmamız Galata Kulesi’nin tepesinde, gece. Şehir parlıyordu, ama Can sessizdi. “Gidiyorum,” dedi sonunda. “İş, Londra.” Mideme bir yumruk yemiş gibi oldum, ama gülümsedim: “Bol şans.” Bana baktı, sanki yüzümü ezberlemek ister gibi, sonra son bir BTC yolladı. “Beni daha az yalnız hissettirdiğin için teşekkürler,” dedi.
Ondan sonra kayboldu. Mesaj yok, iz yok. BTC Sugar Dating hâlâ kusursuz çalışıyor, cüzdanım dolu, ama kalbim boş. Düşündüm, eğer onu tekrar görsem, derdim ki: Ben sadece paranı değil, sana bütün dünyayı vermek istiyordum.
Bu platform bizi bir araya getirdi, sonra ayırdı. Sadece iş sanmıştım, ama kendimi buldum. Belki de BTC Sugar Dating’in büyüsü bu: Sözleşmeyle başlıyor, ama satın alınamayayacak duygularla bitiyor.